ŞENER ŞEN 'AVCI FERMAN'
Görevi gereği Anadolu’nun neredeyse bütün vilayetlerini gezmiş, meslek hayatının sonuna gelmiş emektar bir polis. Profesyonel bir “şüpheci.” Aynı zamanda zeki, temkinli, sağduyulu ve azimli. Vazgeçmeyi bilmiyor. Teşkilat içinde “Avcı” lakabını kazanması tesadüf değil. İdris’in babasının yakın arkadaşı. O öldükten sonra İdris’e ikinci bir baba. Yer yer birinci...
■ 'Av Mevsimi'nde birlikte çalıştığınız genç oyuncular sizden neler öğrendi?
Ş.Ş: Kim kimden ne öğrendi o belli olmaz. Ben de kendilerinden kazançlar sağladım. Belki o kazançları şimdi burada kelimelendirmek zor olur ama öğrendiğimi biliyorum. Onları bilgi kutuma attım. Zamanı ve yeri gelince kullanacağım.
■ Sizi tanımlamalarını istediğimde net bir cevap veremediler. 'Ne söylesek az kalır' şeklinde bir tavırları vardı. Siz kendilerine bu konuda yardımcı olsanız...
Ş.Ş: Belki bende geçmişte yaptığım işlerin deneyimini görmüşlerdir. O deneyime sahip olmak, oyunculukta böyle bir yerde olmak isteyebilirler. Belki de ben onların modeliyim.
■ Kendinizi yaptığınız her işte başarılı olmak zorunda hissetmeniz sizi yoruyor mu?
Ş.Ş: Yapılan her işte başarılı olunacak diye bir kural yok. Sonuçta sanat yaptığımız için elimizde başarı adına somut bir veri olmuyor. Birkaç parlak işimi peşi sıra sayabiliriz ama izleyiciyle en çok buluşan 'Eşkıya' olmuştur. 'Eşkıya'daki izleyici rakamını baz alacak olursak önceki işlerimin başarısız olduğunu mu düşüneceğiz? Yaptığım işlerden istediğim noktaya gelmeyenler mutlaka olmuştur. Başarısızlığa da hazırım. Amacım işimle mutlu olmak.
'HİKÂYELERE GÜVENMİYORUM'
■ Yeni reklam filminizde eski komedi filmlerinizin tadı var. Reklam filmine de tepkiler olumlu yönde. Artık bir komedi filminde rol alırsınız...
Ş.Ş: Reklamın konsepti böyle. Eski filmlerin tadını vermek istemişler. Fena da olmamış. Komediden özellikle kaçıyormuşum gibi bir düşünce oluştu. Ne var ki kaçmıyorum. Hangi projede, hangi senaryoda ne yapacağım? Ben sinemayla ciddi biçimde 1970'lerde Arzu Film'in yapımlarında küçük rollerde yer alarak ilgilenmeye başladım. Orada Ertem Eğilmez, Yavuz Turgul, Sadık Şendil vardı. Bu isimlerin gece gündüz hikâye için parçalandıklarına şahit oldum, onlardan bütün meselenin hikâye olduğunu öğrendim. Benim komedi konusundaki titizliğim, asıl meselenin hikâye olduğunu biliyor olmam. 120 dakika boyunca hikâyeyi komedi diliyle anlatmanın başka bir sırrı var. O sırrın keşfedilmesiyle yazılan bir senaryo bulamadığım için komedi filmlerinde rol almıyorum.
■ Yavuz Bey'den başka senaristlere güveniniz yok mu?
Ş.Ş: Öyle bir durum söz konusu değil. Hele bir yönetmen senaryoyu kendisi yazdıysa ben de beğenirsem o projede rahatlıkla yer alırım.
■ Hakkınızda 'Yavuz Turgul takıntısı olmasaydı dünya yıldızı olabilirdi' şeklinde yorumlar yapılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ş.Ş: Yavuz Turgul ile çalışıyor olmamın takıntı olarak tanımlanması hoş değil. Burada benden önce Yavuz'a ayıp ediliyor. Ayrıca oyunculuk ait olduğun topraklarla ilişkilidir. Ben bizim insanımızı iyi tanırım. Bu nedenle canlandırdığım tipler beğenilmiştir. Örneğin 'Züğürt Ağa'yı yabancı bir oyuncu benim gibi canlandırabilir mi? Ben gidip Amerika'daki New York'lu bir borsacıyı canlandırsam acaba beğenilir mi? Türkiye'de oyuncu olmaktan ve konumumdan da mutluyum. Gerisi hikâye.
■ 'Av Mevsimi'ndeki 'Avcı Ferman' karakteri için özel bir çalışma yaptınız mı?
Ş.Ş: Yavuz Turgul ile ikimiz cinayet masası polisleriyle ciddi ilişki kurduk. Geceleri polislerle birlikte devriye gezdik. 'Bir olaya nasıl yaklaşıyorlar, özel hayatlarını nasıl düzenliyorlar, ne yiyorlar ne içiyorlar, bir cinayet vakasında ne tür tepki veriyorlar?' Hep bunları gözlemledik. Sonra da yaptığım işten dolayı şükrettim.
CEM YILMAZ 'DELİ İDRİS'
Deli bozuk bir Karadeniz çocuğu. Önce hareket ediyor, sonra düşünüyor. Gözüpek, atak, hesapsız... Pimi çekilmiş bomba. Hizaya girsin diye ‘Ferman’ aracılığıyla polis teşkilatına alınıyor. Yıllardır baba-oğul gibiler. Boşandığı karısı ‘Asiye’ye vermediği iki çocuğu ve annesiyle yaşıyor. Eski karısına hâlâ aşık. Hayatı dalgaya alıyor gibi gözükse de mesleği ve kadını konusunda şakası yok.
■ Sizden komedi filmi beklenirken insanları 'Av Mevsimi' ile neden ters köşeye yatırdınız?
C.Y: 'Yahşi Batı'yı bitirdikten sonra birkaç ihtimal vardı; birincisi kahramanlarımızın Çin'e giderek orada yeni maceralara sürüklenmelerini içeren bir senaryo yazıp onu çekmek. İkincisi 'Hokkabaz' veya 'Her Şey Çok Güzel Olacak' tadında bir film. 'Hangisini hayata geçirsem?' diye düşünürken Yavuz Turgul'dan 'Av Mevsimi' için teklif geldi.
■ Teklif cazip miydi?
C.Y: Sokaktan kimi çevirirsen çevir, 'Bir film var. Yavuz Turgul yönetecek, Şener Şen ile oynayacaksın. Ne dersin?' diye sor. 'Kabul etmem' diyen bir kişiyi bulamazsın. Dolayısıyla Yavuz Turgul yönetiminde Şener Şen'le birlikte rol almaktan öylesine heyecanlandım ki kendi işimi bir kenara bıraktım.
■ 'Av Mevsimi'nde rol alarak kendi projenizi ertelediniz. Aslında bayağı da para kaybettiniz...
C.Y: Böyle düşünmek doğru olmaz. Evet kendi filmimi yaptığım zaman daha iyi kazanıyorum ama dinlenmek de iyi geliyor. Hani paha biçilmez teklifler vardır ya, 'Av Mevsimi' için gelen teklif böyle bir teklifti. Paha biçilemez. Bedava da oynamadık tabii...
■ 'Av Mevsimi'nde rol almanızın nedeni eleştirmenlerin komediyi ciddiye almamasından dolayı oyuncu Cem Yılmaz'ı göstermek, festivallerde en iyi erkek oyuncu ödülüne aday olmak olabilir mi?
C.Y: Yavuz Turgul'un, 'Av Mevsimi'ni Altın Portakal'a vereceğini zannetmiyorum. 'Ah keşke verse de ben de aday olsam' diye bir duyguya da sahip değilim. Ödül alabileceğimiz platformlarda gezinti yapmak gibi arayışa sahip değiliz. Komedi ve drama filmlerindeki oyunculuk başka duygularla değerlendiriliyor.
■ Kaleminiz var, paranız var. Sizi neden uluslararası yapımlarda göremiyoruz. Örneğin Steve Martin ile birlikte rol almanız iyi olmaz mıydı?
C.Y: Konu sadece yabancı bir oyuncuyu filmimize dahil etmekse ben o sularda pek yüzmek istemiyorum. Ama olur ya Amerika'da kallavi bir yapım şirketiyle ortak bir yapım olursa neden olmasın? Bunlar tabii çevre meselesi.
'HOLLYWOOD HAYALİM YOK'
■ O halde 'Beni bütün dünya izlesin' şeklinde bir hayaliniz yok, öyle mi?
C.Y: 'Hollywood'la da bir film çekelim' şeklinde hayallerim yok. Uluslararası bir hikâye çekiyorsanız zaten bütün dünya izliyor.
■ 'Av Mevsimi'nde cinayet masasından bir polisi canlandırıyorsunuz. Çekimler öncesinde rolünüze hazırlanmak için cinayet masasından polislerle vakit geçirdiniz mi?
C.Y: Yavuz Turgul, zaten her şeyi kaleme almıştı. Rollerimize çalışırken bir tiyatro oyununu sahneler gibi fiziksel provalar yaptık. Polislerle vakit geçirdim. Çok zor bir meslek. Allah yardımcıları olsun. Ben yapamazdım.
■ İki büyük komedyenin polisiye-aksiyon filminde çarpışmasından ortaya nasıl bir görüntü çıktı?
C.Y: Bizim için öğretici, eğlenceli, keyifli bir çakşma çıktı. Bunun yanı sıra 'Birlikte komedi filmi çeksek acaba ne olur?' sorusunu sorduk. Komedi filmi yapma arzusu dinmiyor tabii. Siz bakmayın Şener Şen'in uzun zamandır komedi filmi çekmediğine, o da istiyor. Onunla bir komedi filmi çekmeyi çok isterim. Ona benim kalemim yeter mi bilmiyorum ama Şener Abi ile birbirimize yakıştık. Bu nedenle Yavuz Turgul'a şakayla karışık 'Abi bir komedi filmi yapalım' diyorum. Aslında izleyicinin beklentisini dile getiriyorum.